21 Ocak 2014 Salı

Çocuk Yetiştirme Sanatı Üzerine Bir Deneme

Çocuk nedir? Çocuk kimdir? Bu topluma göre anasının kuzusu, babasının bi'tanesidir, en olmadı doğuya gidersek yarısı sokağa salınıp Mevla'nın kayırması beklenen, diğer yarısı da alınıp satılan mallardır.

Bizim toplum olarak çocuğa bakışımız bir garip, bir nevi kendi mallarınız gibi görüyoruz onları, neredeyse iki düzine yıl sürüyor bu bakış açısı, asla da tam olarak bitmiyor. İstiyoruz ki bizim bir kopyamız olsunlar, sevdiğimiz şeyleri sevsin, sevmediklerimizden nefret etsin, aynı bizim gibi düşünsün, günlük rutini bize uysun, sonra büyüyüp "evlensin", çoluk çocuğa karışıp aynı bize benzeyen çocuk"lar" yetiştirsin. (Kimse inkar etmesin, hepimizin içinde var bu, böyle bir topluma doğduk, böyle bir toplumda yetiştik; ne kadar aşmaya çalışsak da dipte bir yerde hala bu düşünceler yatıyor olacak.)

İlginç bir şekilde çocuğun kendine has bir karakter geliştirmesi anneyi babayı üzüyor, ya da korkutuyor. Hangisi bilmiyorum açıkçası ama bir şekilde olumsuz duygular besliyorlar bu duruma karşı. Bunu tamamen kötü birşey gibi de algılamamak lazım. Bu çoğu zaman çocuğun artık kendilerine ihtiyaç duymayacağı endişesinden kaynaklanıyor bence. Çünkü yine ilginç bir şekilde en büyük eserleri çocukları olan anne babalarla dolu bu ülke. Ve bu en büyük eserlere bakarsanız hepsi de giderek gerilemekte olan bir ülkenin sıradan insanları, sizin gibi, benim gibi; işine, okuluna giden, günlük bir rutini takip eden, sıradan konulara sıradan tepkiler veren insanlar. Ve bu en büyük eserler de bir gün çocuk sahibi olduklarında yine büyük eserler yetiştirecekler.

Yanlış anlaşılmasın, çocuk yetiştirmek inanılmaz derecede önemli bir konu. O çocuğun ileride nasıl bir birey olacağı, daha doğrusu birey olmayı başarıp başaramayacağı çocuklukta verilen eğitimin bir sonucudur. Demiyorum ki anne babalar çocukları ile ilgilenmesinler, onları önemsemesinler. Elbette ki doğaldır bir insanın kendinden çok sevdiği birini "eser" olarak nitelemesi, hatta normaldir de. Çünkü anne babalar gerçekten çocuk doğduktan sonra tüm hayatlarını çocuklarına adıyorlar, onlara iyi bir gelecek sağlayabilmek için sabahlara kadar çalışıyor, durmadan çabalıyorlar. Ne kadar güzel değil mi? Pek değil aslında. Çünkü böyle olunca anne bana kendi bireyselliğini kaybediyor. önünde bir örnek olmadığından çocuk da bireyselleşemiyor. Hep birlikte bir aile olarak, toplumun en küçük parçası olarak yaşıyorlar. Ne güzel değil mi? Pek değil. Çünkü bu bireyleri birbirinden ayırdığımızda afalladıklarını görüyoruz, ne yapacaklarını, yeni düzene nasıl uyum sağlayacaklarını bilemez bir hale geliyorlar ve telaş içinde dahil olabilecekleri başka bir topluluk arıyorlar.

İşin en ilginç yanıysa tüm toplum bu şekilde bir yaşamı doğru yaşam tarzı olarak değerlendiriyor. Olur da kendi kararlarımızı kimseye bağlı kalmadan kendimiz almaya kalkarsak asi oluyoruz; bir çocuk sahibiysek kötü anne baba oluyoruz çünkü başkaları tarafından zaten belirlenmiştir kendi çocuğumuzu yetiştirme şekli, icat çıkarmaya gerek yok.

Erymnys