22 Eylül 2013 Pazar

Birgün Dresden Bombalanırken

Bir varmış bir yokmuş, zamanın birinde Billy Pilgrim diye bir adam yaşarmış. Tam olarak o anda yaşamış çünkü bunun böyle olması gerekiyormuş. Ama Billy Pilgrim bizim bildiğimiz anlamda yaşamamış çünkü zamanın içinde sıkışıp kalmış biri değilmiş o. Ha bir de Dresden bombalandığında Dresden'deymiş, yüz binlerce insan ölürken o da oradaymış. Hadi geçmiş olsun.

Hani bazen bir kitap okurken biri gelip de sorar ya "Ne okuyorsun?" diye, bir an cevap bulamadan soranın yüzüne bakarsınız, ne diyeceğinizi bilemezsiniz, elinizdeki kitabı anlatacak kelimeleri bulamazsınız bir türlü. Üç saniyelik bir sessizlik olur ama bu kadar kısa bir süre karşınızdakine sizin bir moron olduğunuzu düşünmesi için yeterli olur, siz de o an biraz öyle hissedersiniz zira söyleyecek tek kelime bulamamışsınızdır kim bilir ne zamandır elinizde olan kitap hakkında. İşte Mezbaha No. 5 tam olarak böyle bir kitap. Okurken kardeşim gelip sordu ne okuduğumu. Konuşmak için ağzımı açıp üç saniye kadar yüzüne baktım sessizlik içinde, sonra o da birşey demedi, çekti gitti sessizliği bozmadan ama yüzündeki ifade herşeyi özetliyordu.

Bir de hani bazı kitaplar vardır; okurken bazı cümlelerin altını çizmek istersiniz. İşte bu kitapta da ilk bölümü okurken altını çizmek istiyor insan okuduklarının; bazı cümlelerin değil, okuduklarının.

Lafı daha fazla dolandırmadan kitaba geçelim artık. II. Dünya Savaşı'nı anlatan pek çok kitap var. Mezbaha No. 5 benim şimdiye kadar okuduklarımdan çok daha farklıydı. İnsanlık tarihine damgasını vurmuş bir savaş ancak bu kadar yalın anlatılabilir. Baktığınızda sadece savaşı görüyorsunuz, ne içler acıtan insanlık dramı var ne de arka planda oynayıp duran vıcık vıcık bir aşk öyküsü, en yalın haliyle savaş var sadece. Abartılmış sahneler, şiirsel deyimler de yok; yalın, çıplak ve adeta "duygusuz" sayılabilecek bir dille anlatılan savaş.

Zamandan zamana atlamalarla ilerliyor kitap, bu zaman içinde baş kahramanımız Billy'nin hem geçmişine, hem geleceğine hem de şimdisine tanık oluyoruz. Hangisi hangisi bilmek imkansız zira zaman aslında doğrusal ilerleyen bir olgu değildir. Her an, her zaman oradadır aslında. Bunu göremiyor olmamız tamamen üç boyutta yaşıyor olmamızla ilgili, oysa Tralfamador'da yaşayan bir Tralfamadorlu olsaydık pekala farkında olacaktık bu bariz gerçeğin.

Okurken de bitirdikten sonra da tek eksik bulduğum şey savaştan yeterince bahsetmemiş olmasıydı sevgili yazarımızın. Belki biraz daha uzun olsaydı kitap, savaştan biraz daha bahsetseydi o zaman tam doyuracaktı beni.

Okuyun bu kitabı, II. Dünya Savaşı'nı gerçekten yaşamak, nasıl bir his olduğunu anlamak için çünkü hiçbirimiz Dresden bombalanırken orada değildik.

Erymnys


Mezbaha No. 5
Kurt Vonnegut
Çeviri: M. Barlas Çevikus
Dost Kitapevi, 190 sayfa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Aklınızda ne varsa ortaya dökmekte sakınca görmeyiniz. Şu an sınırları içinde bulunmakta olduğunuz blogda Düşünce Özgürlüğü hakimdir.